İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Montenegro’nun Masal Diyarları: Kotor ve Perast Gezi Rehberi

Son yıllarda dillere destan plajları, dağları, gölleri, kısaca sahip olduğu doğal güzellikleriyle hem Türkiye hem de Avrupa’daki turistlerin dikkatini üzerine çeken Montenegro (Karadağ), tarihi dokusunu koruyan şehirleriyle de oldukça etkileyici bir ülke. Üstelik -henüz- Avrupa Birliği’nde olmadığı için Türkiye’den vize istemiyor.

2006 yılında  bağımsızlığını kazanarak Sırbistan’dan ayrılan eski Yugoslavya ülkesi Montenegro (Karadağ), ismini zamanında ülkeyi yöneten Venedikliler’den alıyor. İtalyanca’da monte kelimesi dağ, negro kelimesi ise siyah/kara demek. Zaten bizim Karadağ olarak bildiğimiz bu ülkenin uluslararası adı da Montenegro. O yüzden kafalar karışmasın, Montenegro ve Karadağ aynı ülkenin isimleri 🙂

Ülkede “Karadağca” konuşuluyor. Ama yine de herkesin‘’ciao’’ diyerek ortalarda gezindiğini duyunca İtalyan esintilerini daha da hissedeceksiniz. Osmanlı Karadağ’ın bir kısmını uzun yıllar yönetmiş. Bu sebeple dillerine Türkçe’den de pek çok kelime geçmiş. Ancak Barbaros Hayrettin Paşa rivayete göre Kotor’u almak için 17 kez kapıya dayanmış ama başaramamış. 

Her ne kadar Montenegro Avrupa Birliği’nde olmasa da, ülkenin para birimi Euro. Diğer Avrupa şehirlerine göre yaşam ve konaklama biz turistler için çok çok makul olsa da, kullanılan para biriminin Euro olması can sıkmıyor değil.

Ulaşım ve Konaklama

Türkiye’den Montenegro’nun başkenti Podgorica’ya direkt uçuş bulunuyor. Ancak buraya sadece THY uçtuğu için biletler bazen Paris bileti kadar pahalı oluyor. Bu sebeple biz biletimizi direkt Podgorica’ya değil, komşu ülke Arnavutluk’un başkenti Tiran’a aldık. Ramazan bayramında gitmemize rağmen uçak biletini çok makul bir fiyata denk getirdik. İstanbul – Tiran uçuşu yaklaşık 1.5 saat sürüyor. Arnavutluk’a da vize olmadığı için pasaport kontrolünden kolayca geçiyorsunuz. 

Biz Montenegro’da 4 gece kaldık. İki gece Kotor Körfezi’ndeki Dobrota kasabasında, 2 gece de Budva’da kaldık. Kotor’da konaklama için deniz manzaralı yazlık evleriyle ünlü Dobrota’yı kesinlikle gözümüz kapalı öneriyoruz.

Tiran’da Araba Kiralarken Aman Dikkat – Hertz’den Şaşmayın

Tiran’dan Kotor arabayla yaklaşık 4 saat sürüyor. Belirli saatlerde otobüs de var ama otobüs saatleri hem çok tutarsız, hem de yol çok daha uzun sürüyor. Tiran’dan Podgorica’ya direkt uçuş da yok. Balkanlar’da zaten toplu taşıma, tren ya da uçakla ulaşım Avrupa’ya göre daha zahmetli olduğundan biz araba kiralamaya karar verdik. Ancak araba kiralama firmalarıyla tek tek mesajlaştık, web sitelerini inceledik. Kimisi hem Arnavutluk – Montenegro sınır geçiş ücreti hem de arabayı yurt dışına çıkarma ücreti istedi. Ek olarak yüklü miktarda depozito isteyen firmalar da oldu. 

Fakat son olarak Hertz ile anlaşmaya vardık. Çünkü Hertz’in Tiran havalimanındaki şubesi depozito ücreti almıyor. Arabayla ücretsiz olarak Montenegro ve Kosova’ya gidebiliyorsunuz. Ayrıca sınır geçiş ücretini de kendileri satmıyor. Sınır kapısındaki görevlilerle bu durumu siz hallediyorsunuz diyerek diğer firmaların ekstra olarak aldığı gereksiz ücretleri talep etmiyor. Bu sebeple Herzt’in Tiran şubesinden çok çok memnun kaldık. 

Bu arada Herzt bize sınırı geçerken yeşil kart (green card) olarak bilinen bir ücret ödeyeceğimizi söyledi. Biz Montenegro sınır kapısına geldiğimizde görevlilere bunu sorduk ama öyle bir ücret ödemeye gerek olmadığını belirttiler. Kısaca sınırı geçerken hiçbir ücret ödemedik. Üstelik görevliler çok güleryüzlü ve misapirverperdiler. Pasaport kontrolünün ardından 15 dakikada Arnavutluk’tan Montenegro’ya geçtik. Günlerden Salı olduğu için belki şansımız yaver gitmiş olabilir, zira hafta sonları çok kalabalık olduğu, insanların saatlerce sınır kapısında beklediğini duymuştuk.

Kotor Gezilecek Yerler

Tiran’dan arabayla 4 saatte geldiğimiz Kotor, aslında bir körfez. Kotor Körfezi’nde Perast, Dobrota ve Kotor olmak üzere, birbirinden güzel köyler, yerleşimler var. Kotor, Boka körfezinin içindeki körfezlerden biri ve tarihi şehrin, körfezin, ve de körfez boyunca bulunan yerleşimlerin bağlı olduğu bölgenin adı.

Adriyatik Deniz’indeki en güzel koylardan birine kurulan Kotor Körfezi, Venedik tarzı mimarisi, İtalyan mutfağı, tarihi eski şehri, şarapları, harika manzarası ve cana yakın insanlarıyla bizi mest etti, kendine aşık etti. 

Tarihi Kotor (Old Town Stari Grad)

Bir Orta Çağ masalına eşlik etmek istemez miydiniz? UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde olan Kotor’un tarihi yapısını gezerken içinizden şarkılar söyleyecek, her adımda durup fotoğraf çekmek isteyeceksiniz. Venediklilerin miras bıraktığı bu nefis mimariye bir de körfezi saran dimdik dağlar, surlar ve bu surların arkasındaki dağın tepesine kurulmuş bir kale eşlik ediyor.

Kotor Old Town’a sahil tarafındaki ana kapıdan ya da köprünün olduğu Kuzey Kapısı (Northern Gate) üzerinden giriş yapacaksınız. Bizce Kuzey Kapısı’nın olduğu manzara çok daha güzel. Orayı da es geçmeyin.

San Giovanni – St John Kalesi

Denizin kıyısından arkadaki dağın tepesine kadar şehri çevreleyen surların bitiminde bir kale bulunuyor. Bu kaleye ulaşmak için 1300 basamak çıkmak gerekiyor. Kaleye çıkmak için kişi başı 8 Euro ücret ödemeniz gerekiyor.

Yalnız biletle girdiğiniz yol dışında bilet almadan da kaleye tırmanmaya başlayacağınız bir yol daha var. Old Town’dan çıkıp, hemen sağdaki patikaya saptığınızda, kaleye giden yolu da bulmuş olacaksınız. Çiçekler ve bitkiler eşliğinde patikadan devam ederseniz Kotor manzarasına doyacaksınız.

Kotor Surları

Şehri sarıp sarmalayan surların üzerinde yürüyüş yapmak ister miydiniz? Old Town’daki Maximus adlı mekanı bulun ve oradaki merdivenlerden çıkın. Manzaraya biraz burada bakın. Burada dağ manzarasına doğru fotoğraf noktası var, bir güzel fotoğrafınızı çekin ve yürümeye devam edin. Surlardan şehir manzarası da bir başka güzel oluyor, bize inanın.

Saat Kulesi ve Utanç Sütunu

Eğer sahil tarafındaki ana kapıdan eski şehre girerseniz, hemen karşınıza Saat Kulesi ve Utanç Sütunu çıkıyorSaat kulesinin dibinde üçgen bir sütun var, işte bu sütun Utanç Sütunu olarak biliniyor. Zamanından Kotor’da suç çok nadir işleniyormuş (sanırız hala öyle) ve bu sebeple şehre hapishane yapmamışlar. Hapishane yerine bu sütun inşa edilmiş. Eğer birisi bir suç işlerse, o kişi bu sütuna getirilip herkesin önünde utandırılıyormuş.

St. Tryphon Katedrali

Bir Hırvat Katolik kilisesi olan St. Tryphon Katedrali, 1160’lı yıllarda inşa edilmiş. Ancak pek çok deprem geçirdiği için, yıllar içinde birkaç kez restore edilmiş. Burada Aziz Tryphon’un kemikleri sergileniyormuş. Katedrale giriş ücretli ve kalabalık turist grupları burayı istila ediyor. O yüzden katedrale girecekseniz buraya sabah erkenden gitmenizi öneririz. 

St. Nicholas – Sveti Nicolas Kilisesi

St. Nicholas Kilisesi bir Ortodoks kilisesi ve şehrin tarihi atmosferiyle uyum içinde. Buraya girmek ücretsiz. Kilisenin içinde bir de bir azizenin mumyalanmış vücudu sergileniyor. 

Dobrota 

Daha önce de bahsettiğimiz gibi Dobrota köy/kasaba tadında minik bir yerleşim yeri. Burada uygun fiyatlı ev kiralayabilirsiniz. Dobrota’da denize sıfır evler, oteller var ve hepsinin önünde plajı, şezlongu ve sandalye-masası bulunuyor. Hem Kotor’daki turist kalabalığından uzakta sessiz bir tatil hem de sunduğu harika manzaralar için kesinlikle Dobrota’da konaklayın deriz. 

Biz Dobrota’nın hemen girişindeki Apartments Dakovic’te kaldık. Burada stüdyo daire kiraladık. Deniz manzaralı balkonumuzda saatlerce keyif yaptık. Kaldığımız evden Kotor’a 15 dakikada yürüyerek ulaştık.

Perast 

Montenegro’ya gitmeden önce ününü duyduğumuz ve bir an önce keşfetmek için yanıp tutuştuğumuz Perast, bize hayal ettiğimizden çok daha fazlasını verdi. Kotor’dan arabayla 15-20 dakika içinde ulaşılan Perast, harika bir Orta Çağ köyü ve tabii ki burası da Kotor gibi UNESCO koruması altında.

Tarihi yapısının yanı sıra muhteşem deniz manzarası, dillere destan St. George Adası  ve insan eliyle 600 yıl önce yapılmış olan Our Lady of the Rocks (Kayaların Leydisi) Adası’yla Perast, her geleni büyülemeyi başarıyor.

Sveti Nikola Kilisesi

Sveti Nikola Kilisesi, Perast’ın ana meydanında bulunuyor ve 55 metrelik saatli bir çan kulesine sahip. Çan kulesine 1 Euro vererek çıkabiliyorsunuz. Perast’ta yapılacak en güzel şey ne derseniz, kesinlikle bu kuleye çıkmak deriz. Çünkü bu kulenin bahsettiğimiz iki adaya bakan harika bir manzarası var. Bu manzaraya bir de kuş sesleri eklenince ortam tam şiir yazmalık oluyor.

Perast Sokakları

Perast küçük bir köy, dolayısıyla tüm köyü 1-2 saatte yürüyerek kolayca gezebilirsiniz. Bu küçük ama minnoş köyün ara sokaklarında toplam 16 kilise ve 17 Venedik usulü ev varmış. Bu sebeple Perast’ın ara sokaklarını arşınlayın.

Our Lady of the Rocks (Kayaların Leydisi)

Tamamen insan eliyle yapılmış olan Our Lady of the Rocks (Kayaların Leydisi) Adası, bir kilise adası olma özelliğine sahip.

Adanın hikayesi şöyle: Bir denizci 1400’lü yıllarda bir seferden dönerken şu an adanın olduğu yerde bir Bakire Meryem ikonası bulmuş. Perast halkı da o günden sonra seferden dönen denizciler için buraya gelip taş atmaya başlamış. Bu taşlar da zamanla bir ada meydana getirmiş. İşte günümüzde kilise adası olarak varlığını sürdüren Our Lady of the Rocks’ın hikayesi bu şekilde anlatılıyor. Bu arada bu gelenek hala bir festival ile yaşatılıyormuş.

Kilisenin içinde küçük bir müze bulunuyor. Müzedeki en ünlü eser ise, 18.  yüzyılda Jacinta Kunic adlı bir kadın tarafından dokunmuş nakış işi. Jacinta Kunic bu nakışı, denize açılan ve geri dönemeyen eşinin ardından, kendi saçları ile 20 senede tamamlamış. 20 sene içinde kadın yaşlanmış. Bu sebeple de saçları beyazlamış. Nakışta da kahverengiden beyaza dönen bu saçları görebiliyorsunuz. Bu arada bu nakışta santimetrekareye 700 ilmik düşüyormuş.

Our Lady of the Rocks’a Ulaşım 

Buraya hem Kotor hem de Perast’tan teknelerle ulaşabilirsiniz. Kotor limandan kalkan tekneler 15 Euro karşılığında sizi hem Our Lady of the Rocks’a getiriyor, hem de Perast’ı keşfetmeniz için yarım saat süre veriyor. Bu şekilde gelirseniz bu tur gidiş-dönüş toplam yaklaşık 1.5 saat sürüyor. Ama Perast’ı keşfetmek için çok vakit kalmıyor. Bu sebeple bizce Perast’tan tekneye binmeniz daha mantıklı olabailir. 

Bu arada burası bir kilise adası olduğu için şort ya da etekle adaya girmeniz sıkıntı yaratabilir. Buraya gelirken biraz kıyafetinize dikkat etmenizde fayda var.

Sveti Djordje ( St. George Adası)

Burası da yine Perast’ta bulunan bir manastır adası ve hemen Our Lady of the Rocks Adası’nın yanında bulunuyor. Ancak burada aktif olarak ibadet edildiğinden, bu ada ziyarete kapalı. 

Bajova Kula

Kotor’dan arabayla Perast’a giderken sol tarafta Bajova Kula tabelasını göreceksiniz. Eğer bu taraflarda denize girmek isterseniz burası aklınızda olsun. Hem denizi hem de içinde yer alan restoranıyla Bajova Kula, burada yaşayanların bir numaralı tercihi.

Kotor’da Ne Yiyelim?

Ülke genelinde İtalyan mutfağı hakim olduğundan makarna, risotto, pizza ve deniz ürünlerini gittiğiniz her mekanda rahatlıkla tadabilirsiniz. Ancak ülke genelinde porsiyonlar çok büyük olduğu için, yemek söylerken dikkat edin. Kotor ve Budva’da Palaçinka yapan ve satan büfe tarzı yerler göreceksiniz. Palaçinka bizim bildiğimiz krep ve tadı da oldukça güzel. Karadağ’ın geleneksel restoranlarına Konoba deniyor. Bu Konoba’larda geleneksel tatları keşfedebilirsiniz.

Pronto Pizza

Kotor Old Town’da bulunan Pronto Pizza, Euro bölgesinde hayat kurtaran bir seçenek. Devasa bir dilim pizzayı 2 Euro’ya mideye indirebiliyorsunuz. Üstelik tadı da nefis.

Tanjga
Trip Advisor’ın tüm turist gruplarına Tanjga’yı haykırdığını mekanın önündeki sırayı görünce anladık. Kotor’un en ünlü et restoranı olan Tanjga’da porsiyonlar inanılmaz büyük olduğu için biz sadece bir çeşit yemek söyleyip iki kişi paylaştık. Etleri, sunumları ve servisleri çok iyi. Arka taraftaki bahçesi ise harika.

Kamelija: Kotor Old Town’ın hemen yanında bulunan Kamelija, küçük bir alışveriş merkezi. İçinde süpermarket ve banka da bulunuyor. Acil bir ihtiyacınız olursa buraya uğrayabilirsiniz.

Aroma Market: Kotor ve Dobrota’da sık sık karşımıza çıkan Aroma, kesinlikle ülkenin hem en ucuz hem de en kaliteli marketi. İçinde yerli ve ithal şampanya ve şaraplar, peynirler ve pek çok ürün barındırıyor.

Konoba Portun

Dobrota’da bulunan Konoba Portun, lezzetli yemekleri ve deniz manzarasıyla harika bir akşam yemeği seçeneği sunuyor. Hem manzaraya hem de lezzetli yemeklere doymak için burası biçilmiş bir kaftan.

Ayrıca Old Town Pub, Letrika, Bokun Wine Bar da çok güzel mekanlar. Bu mekanlarda birer soğuk bira ya da şarap içerek yorgunluk atabilirsiniz.

Denizin hemen yanında yükselen dağlar, Adriyatik Denizi’nin muhteşem manzarası, Kotor ve Perast’ın bizi Orta Çağ’a ışınlayan mistik havası, leziz yemekler, içimizi ısıtan güneş, Dobrota’nın huzurlu sokakları ve tarifsiz mutluluk halleri… İşte Kotor Körfezi’nin bizde yarattığı etki tam olarak böyle bir şey. Unutmayalım ki ‘’seyahat insanın dünyasını genişletir.’’ Öyleyse ne duruyorsunuz?

Gidin, gezin, keşfedin… hayat gezince güzel!

İlk yorum yapan siz olun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir