İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Santorini Gezi Rehberi: Muhteşem Gün Batımında Sirtaki

Yaz geldi mi kendimizi sıcak sulara, parmak arası terliklerin verdiği rahata ve bol bol güneşlenip, dinlenmeye adarız. Güneşin tembelleştirdiği bünyemiz deniz, kum ve güneş üçlüsüyle hayata bağlanır, karpuz serinliğinde ise enerjisini geri kazanır. Ülkemizdeki deniz ve plajların güzelliği tabii ki su götürmez bir gerçek ama bir de Yunan adaları gerçeği var ki, ona da karşı koymak çok zor.

Yunan adalarının güzelliği anlatmakla bitmez ama bizim için bir tanesi var ki, fotoğraflara baktıkça tekrar gidesimiz geliyor, orası kesin. İşte bu güzelliğin adı Santorini. Bembeyaz evleri, rengarenk açan çiçekleri, taş sokakları, nefis gün batımları ve zengin mutfağı ile Santorini, kesinlikle Yunan adaları içinde parlayan bir inci gibi tüm dikkatleri üstüne çekmeyi başarıyor.

Santorini, meşhur yanardağ kalderaya yüzünü çevirmiş, onunla bir bütün olmuş. Peki bu kaldera ne demek? M.Ö. 1450 yılında patlayan volkan, adaya bugünkü şeklini vermiş. Dünyanın en büyük volkanik patlamalarından biri olan bu felaketin ardından meydana gelen bu oluşuma ise ‘’kaldera’’ deniyor. Ada, dört kısımdan oluşuyor; en turistik ve gün batımının dillere destan olduğu Oia, hem daha sakin hem de daha az turistik olan Imerovigli, adanın merkezi sayılan  Fira ve Akrotiri.

Ada dediğimize bakmayın, Santorini oldukça büyük bir yerleşim alanını kapsıyor. Santorini’de yürüyerek her yeri gezmek tabii ki imkansız. Hem adadaki dik yokuşları hem de özellikle yaz mevsiminde çok kalabalık olduğundan dolayı trafiği de göz önüne alırsak, burada hep erkenden kalkıp yol almak gerekiyor.

Ulaşım ve Konaklama

Öncelikle şunu üzülerek belirtelim ki Türkiye’den Santorini’ye direkt uçuş bulunmuyor. Buraya Atina ya da Selanik üzerinden aktarma yaparak ulaşmanız gerekiyor. Fakat uçak biletleri ne yazık ki çok pahalı. Özellikle temmuz-ağustos döneminde tüm Avrupa – özellikle Fransızlar – buraya akın ettiği için biletler de haliyle çok daha pahalı oluyor.

Santorini’ye Ucuza Nasıl Gidilir?

Hal böyle olsa da bizde çareler tükenmez, Minik Atlas her bütçeyi düşünerek, kimseyi üzmez J Eğer bir hafta gibi bir tatiliniz varsa – ki ramazan ve kurban bayramlarında bu seçeneği değerlendirebilirsiniz – İstanbul’dan Selanik’e uçak yerine otobüsle gitmenizi tavsiye ederiz. Eğer otobüs biletinizi bayramdan bir gün önceye, yani arefe gününe alırsanız İpsala Sınır Kapısı’nda saatlerce süren sıra bekleme işkencesine mağruz kalmadan hızlıca Selanik’e doğru yol alırsınız. İstanbul’dan Selanik’e giden birkaç otobüs firması var ve fiyatlar hemen hemen aynı. Otobüs biletinizi bir ay önceden almanız yeterli, sonrasında ise yaklaşık 10 saatte Selanik’e varmış olacaksınız. Selanik’ten de Astra Airlines ile yaklaşık 70 kişilik pır pır uçaklarla 1.30 saat içinde Santorini’ye çok daha uygun bir fiyatla ulaşabilirsiniz. Bu şekilde Santorini’ye çok daha uygun bir şekilde gitmiş olacaksınız, paranız cebinizde kalacak ve Santorini’nin o doğal güzelliğini gördüğünüzde de tüm yorgunluğunuzu unutacaksınız.

Otobüs firmaları Selanik’e gece yolculuğu yaptığı için sabah saat 08.00 – 08.30 gibi Selanik’e varmış oluyorsunuz. Santorini biletini akşamüzeri alırsanız Selanik’i de keşfetmeye vaktiniz kalır.

Santorini’de konaklamak için biz Fira’yı tercih ettik. Burası adanın merkezi olduğu için adanın diğer bölgelerine buradan kalkan otobüslerle ulaşmak çok daha kolay. Ayrıca buradaki mekanlar daha hareketli ve otel fiyatları da Imerovigli ve Oia’ya göre çok daha uygun. Bu arada havalimanından şehre gelmek bir hayli zahmetli. Çünkü merkeze giden otobüsler çok sık değil ve bazen bir saate yakın bir süre otobüs beklemek zorunda kalabilirsiniz. Bu yüzden ilk gün otelinizden transfer hizmeti isteyin ve şıp diye otelinize yerleşin.

Santorini Gezilecek Yerler

Adanın Hareketli Merkezi Fira

Fira adanın merkezi ve asıl yerleşim burada bulunuyor. Adanın her yerine buradan ulaşım sağlanıyor ve adaya gelen gemiler ve tekneler de Fira’nın aşağısındaki limana yanaşıyor. Burada bir de füniküler bulunuyor. Yanaşan gemilerden inen turistler bu şekilde ya da eşek üstünde merkeze ulaşıyor. Çünkü aşağıdaki liman uçurum gibi ve oldukça dik yokuşlar var. Ama yine de az da olsa Fira’ya bu yokuşu tırmanarak çıkan cesur yürekler de yok değil.

Fira’da hediyelik eşyalar, Santorini şarapları, zeytinyağları ve sabunları gibi pek çok şey satan mağazalar, restoranlar var. Ayrıca burada çok sayıda takı/mücevher satan mağaza da bulunuyor ve tasarım kolye ve bileklikler çok pahalı olsa da denemek bedava. En azından içinizde kalmaz, çünkü çok güzel ürünler var 🙂 Fira’da bir de müze ve kilise de bulunuyor. Zaten büyük ihtimalle sizin de oteliniz burada olacağı için hem kiliseyi hem de buradaki pek çok mekanı iki gün içinde ezberlemiş olacaksınız.

İlk gün Selanik üzerinden gelirseniz biraz yorgun olabilirsiniz. Ama gün yavaş yavaş sona ererken mekanlardan duyulan Yunan müzikleri ve turuncuya boyanan gökyüzünün Santorini semalarına yansıyışı içinizi öyle ısıtacak ve keyfinizi öyle yerine getirecek ki, buraya geldiğinize asla pişman olmayacaksınız.

Fira’daki Mekanlar

Bakery Svoronos: Fira’nın biraz aşağısında bulunan bu pastanede her şey ama her şey çok lezzetli! Ispanaklı börek, tatlı çörekler, Yunanlıların aşk yaşadığı frappe ve daha bir çok seçenek burada sizi bekliyor. İster kahvaltıda isterseniz öğle yemeğinde buraya mutlaka yolunuz düşsün.

Enigma Cafe: Denize karşı keyif yapmak isterseniz Enigma tam size göre bir mekan. Enigma’da güzel bir öğle yemeği yiyebilir, dilerseniz gün batarken kokteylinizi alıp anın tadını çıkarabilirsiniz.

Iriana Cafe: Yine Santorini’de deniz manzaralı mekanlardan olan Iriana’da frappe içerek güne başlamak gibisi yok. İsterseniz burada kahvaltı yapın, isterseniz de serinletici bir şeyler içmek için uğrayın, burası her derde deva bir mekan.

Yunanistan deyince aklımıza ilk olarak tabii ki taverna kültürü geliyor. Diğer Yunan adalarında fiyat durumu nasıldır bilmiyoruz ama Santorini’de bu tarz mekanlar inanılmaz derecede pahalı. İnternetten aratınca karşınıza genelde denizi gören aşırı lüks mekanlar çıkıyor ve buraya hem rezervasyon yapmadan giremiyor, hem de para birimi Euro olan bir ülkede cebinizi ve geleceğinizi çatır çatır yemiş oluyorsunuz. Bu mekanlardan biz bahsetmek istemiyoruz, zaten internette hepsi karşınıza çıkıyor.

Bizim Santorini’de yemeklerine ve sunumuna hayran kaldığımız mekan Theoni’s Kitchen oldu, işte biz de bu mekandan behsedeceğiz.

Theoni’s Kitchen

Fira’da bulunan yukarıda bahsettiğimiz pastaneden biraz daha aşağıya doğru inince gizli kalmış bu mekanı göreceksiniz. Gizli diyoruz çünkü bu mekanı daha çok yerel halk tercih ediyor. Biz de bu mekanı otelimizin resepsiyonunda çalışan ve zamanında 3 yıl Caddebostan’da yaşamış olan görevliden öğrendik. Sonrasında ona bol bol dua ettik.

Yunan mutfağının en güzel yemeklerini bu mekanda yiyeceksiniz. Özellikle deniz ürünlerini harika yapıyorlar, bizden söylemesi. Ahtapot, kalamar, sardalya, karides, balık çorbası, Yunan salatası gibi pek çok çeşit sunan bu mekan, yemekten sonra dondurmalı lokma tatlısını da ikram ediyor. Fonda çalan Yunan müzikleri, uzo ya da Santorini beyaz şarabı ve Yunan mezeleri ile Santorini’de bir akşam yemeğine kim hayır diyebilir ki?

Dünyanın En Güzel Gün Batımı Rotası

Oia

Fira’dan kalkan otobüslerle Oia’ya (İya diye okunuyor) gitmek çok kolay. Oia köyü adanın kuzey ucunda yer alıyor. Burası adanın en turistik köyü, çünkü Santorini’de en güzel gün batımı burada izleniyor. Oia’da fotoğraf çekmek çok zevkli zira burası çok estetik ve çok romantik. Köyün belirli köşelerinden evlilik teklifi alan kadınların çığlıklarını duyabilirsiniz ve buraya nikah kıydırmaya veya balayına gelen çiftlerin mutluluklarını görebilirsiniz.  

Oia’daki evlerin balkonlarındaki kaktüsler, beyaz taşlardan ve deniz manzarasından etkilenmemek elde değil. Ama köyün sadece ana sokaklarında yürümeye kalkarsanız buranın tadına varamazsınız. Kendinizi mutlaka arka sokaklara atın ve Oia’nın saklı kalmış güzelliklerini yürüyerek keşfedin.

Oia çok romantik ve gün batımı burada gerçekten çok güzel ama her güzelin bir zorluğu var. Burada eğer günü batırmak, bol bol fotoğraf çekmek ve gün batımına karşı bir şeyler içmek isterseniz çok erkenden kendinize yer kapmanız gerekiyor. Hem mekanlar hem de fotoğraf çekilebilen tepeler erkenden doluyor ve hatta özellikle gün batımında izdihamlar yaşanıyor. Örneğin gökyüzü saat 19.30 gibi turuncuya boyanıyorsa, Oia’ya saat 18.00 gibi gelip, biraz turlamak ve en güzel yerden kendinize yer kapmak zorundasınız. Yoksa hiçbir şey göremez ve fotoğraf çekemezsiniz.

Not: En güzel foroğraflar için Oia’daki yel değirmenini bulun ve onun kıyısından aşağıya doğru inin. Burada kendinize bir yer kaptınız mı yanınıza aldığınız atıştırmalıklar ve adaya özgü Donkey Beer ile gün batımında aşk yaşamanız kaçınılmaz olacak.

Oia’daki Mekanlar

Katharos Lounge: Rakılı kokteyl denemek istemez miydiniz? Hem de en güzel gün batımının izlendiği Oia köyünde. Rakılı kokteyl içip, gün batımına doyacağınız, kayalıklar arasına gizlenmiş bu mekana erkenden gelip heyecanla akşam olmasını bekleyin. Katharos gerçekten Oia köyünde en unutulmaz anlara şahit olmanızı sağlıyor.

Lauda Restaurant: Burası da denize bakan ve gün batımını en güzel şekilde yaşatan mekanlardan. Daha çok ‘’fine dining’’ konseptine sahip Lauda’da biraz bütçenizi zorlayarak harika vakit geçirebilirsiniz.

Atlantis Bookshop: Burası Oia’nın en ünlü kitapçısı ve dışarıdan bile tüm dikkatleri üzerine çekmeyi başarıyor. Biz gittiğimizde bu kitapçı kapalıydı, o yüzden içine girme şansımız olmadı. Ama siz mutlaka uğrayın deriz.

Imerovigli

Imerovigli köyü Fira ve Oia arasında ve  Fira’ya 3 km uzaklıkta yer alıyor. Fira’dan otobüse binerek buraya kolayca ulaşabilirsiniz. Fira ve Oia’ya göre daha sakin ve sessiz olan Imerovigli’de manzara adanın genelinde olduğu gibi çok etkileyici ve buranın tam karşısında yanardağ bulunuyor. Buraya sabah erkenden gelirseniz birkaç kişi dışında kimseyi sokakta görmezsiniz ve tüm köy sadece sizin olur. Böylece doya doya fotoğraf çekersiniz ve manzaranın tadına varırsınız.

Sabah kahvaltıdan sonra Imerovigli’ye gelip, 2-3 saatte burayı keşfedersiniz. Akabinde dilerseniz adanın sahillerine gidebilir, ya da keşfedilmemiş köylere yelken açabilirsiniz.

Not: Google’a Santorini yazınca karşınıza çıkan mavi kubbeli kilise burada yer alıyor ve herkes burada fotoğraf sırası bekliyor. Siz erkenden buraya gidin ve herkesi kıskandırın.

Pyrgos  Köyü

Fira’ya 7 km uzaklıkta bulunan Pyrgos köyü Santorini’nin kesinlikle en güzel köylerinden biri. Fira’dan kalkan otobüslerle bu köye gelebilirsiniz. Otobüsten iner inmez kendinizi yokuş yukarı atın ve tırmanmaya başlayın. Köyün arka sokakları tırmandıkça karşınıza çıkacak ve manzara gittikçe muhteşem olacak. Hem deniz manzarası hem de köydeki şirin evler arasında gezinmek, köylülerle selamlaşmak ve yaz mevsiminin sakinliğini iliklerinize kadar hissetmek isterseniz adresiniz kesinlikle Pyrgos olmalı.  

Bu köyün meydanında ağaçların altında Kantouni isimli bir mekan var. Bizdeki çay bahçesi kıvamında, oldukça hoş bir mekan. Köyün tepelerinden indikten sonra burada bir frappe molası verin ve iyice keyiflenin.

Santorini Plajları

Santorini’de sahiller siyah kum, beyaz kum ve kırmızı kumlu olarak ayrılıyor. Hangisine gitmek isterseniz bunların arasından seçim yapmanız gerekiyor. Güneydeki, yani yanardağı görmeyen plajların daha iyi olduğu söyleniyor ama yine de seçim size kalmış.

Kamari, Perissa, Perivolos adanın en ünlü plajları. Biz Fira’dan otobüse binerek merkeze en yakın sahil olan Kamari Plajı’na gittik. Burası siyah kumlu bir plaj. Sahil kenarında pek çok mekan var ve bu mekanlardan herhangi birine oturabilirsiniz. Şezlonglar ücretli ama deniz ve kumsal çok da harika değil. Zaten Santorini’ye denize girmek için değil, daha çok gün batımı, güzel kokteyl ve şaraplar, yerel yemekler tatmak ve harika manzaralar görmek için gelinmeli.

Yanardağın karanlığına inat büyük bir sadelikle konumlanan bembeyaz kübik evleri, mavi kubbeli kiliseleri, rengarenk açan çiçekleri, taş yapıların arasında süzülen dar sokakları, eşsiz gün batımları ve Ege’ye göz kırpan şık teraslarıyla Santorini, kesinlikle keşfedilmesi, görülmesi ve hissedilmesi gereken bir yer. Ulaşımı zor, uçak biletleri pahalı gibi bahanelere sığınmadan gezebileceğiniz bu güzel Yunan adasında kendinizi şımartın, anın tadını çıkarın. Şunu çok iyi biliyoruz ki ‘’mutluluk bir varış noktası değil, yolculuğun kendisidir’’. Öyleyse ne duruyorsunuz?

Gidin, gezin, keşfedin… hayat gezince güzel!

İlk yorum yapan siz olun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir