Doğal ve tarihi güzelliklerle dolu olan ülkemizin her bir şehri, beldesi, köyü çok güzel, buna şüphe yok. Ama içlerinde öyle bir yer var ki, bir görenin bir daha asla unutamayacağı harika bir coğrafyaya sahip. İşte burası Nemrut Dağı; tanrıların heykellerinin yer aldığı şahane bir zirve…
Çok uzun zamandır deneyimlemek istediğimiz bu rotada, yıllara meydan okuyan Nemrut Dağı’nın muhteşem manzarasına hayran kaldık ve buradaki her anımıza şükrettik. Güney Doğu Anadolu Bölgesi’nin bu en güzel zirvesinde Türkiye’de bugüne kadar gördüğümüz en güzel gün batımını izledik.
Ulaşım ve Konaklama
Adıyaman’a İstanbul’dan direkt uçuş bulunuyor ve yolculuk yaklaşık 2 saat sürüyor. Ancak buraya sadece THY’nin seferi olduğu için uçak biletleri bir hayli pahalı olabiliyor. Bu sebeple THY’nin kampanyalarını kovalamanızı öneririz, aksi taktirde Adıyaman uçak biletleri cep yakabiliyor. Ayrıca buraya Malatya üzerinden de gelebilirsiniz. Malatya’ya uçakla geldikten sonra Adıyaman’a arabayla yaklaşık 2.5 saatte ulaşabilirsiniz.
Nemrut Dağı ve çevresindeki ören yerlerini gezmeniz için Adıyaman’ın ilçesi Kahta’da konaklamanızı tavsiye ederiz. Havaalanı ile Kahta arası 15 km ve buraya araba ile 15-20 dakikada ulaşabiliyorsunuz. Böylece yollarda vakit kaybetmemiş olursunuz. Zaten Adıyaman şehir merkezinde gezip görülecek pek de bir şey yok. Eğer aracınız yoksa kaldığınız otelden transfer isteyebilirsiniz ya da havalimanından kalkan servislere binebilirsiniz.
Kahta’da çok fazla konaklama seçeneği yok. Biz Kommagene Hotel’de konakladık. Burası ahşap bir otel ve oldukça temiz, iyi bir işletme. İşletmecisi İrfan Bey bu işe yıllarını vermiş ve işini gönülden seven, tüm gezginlere yardım etmeye çalışan, cana yakın biri. Size de bu oteli gönül rahatlığıyla tavsiye edebiliriz.
Nemrut Dağı’na Nasıl Çıkılır?
Nemrut Dağı Adıyaman’ın Kahta ilçesinde bulunuyor. Nemrut Dağı ve çevresindeki antik kent ve ören yerlerini gezmeniz için araba kiralamanız şart. Ancak bizim tavsiyemiz rehberli tur satın almanız. Böylece gezdiğiniz yerlerin tarihi ve kültürünü daha yakından tanıma fırsatı elde etmiş olursunuz.
Biz rehberli turumuzu otelimizden aldık. İrfan Bey Nemrut turları konusunda oldukça deneyimli biri. Adıyaman’a gelmeden önce telefonla kendisini arayarak konaklama, havaalanı gidiş dönüş transfer, gün batımı turu için rezervasyon yaptık.
Nemrut Dağı için gün doğumu ve gün batımı olmak üzere iki çeşit tur bulunuyor:
Gün Batımı Turu: Bu tur saat 15:00 civarı başlıyor ve otele saat 20.00 – 21.00 gibi dönüyorsunuz. Bu turla Kahta’dan hareket ederek, Nemrut Dağı’na kadar Karakuş Tümülüsü, Cendere Köprüsü, Selçuklu Köprüsü, Eski Kahta Kalesi’ni tek tek geziyorsunuz. Akabinde Nemrut Milli Parkı’na giriş yapılıyor. Milli Park içerisinde yer alan Arsemia Antik Kenti’ni de gördükten sonra Nemrut Dağı’nın zirvesine hareket ediliyor. Güneşi Nemrut’un zirvesinde batırdıktan sonra otele dönüyorsunuz.
Gün Doğumu Turu: Bu tur saat sabaha karşı 03.00 civarı başlıyor. Bu turla gün doğumunu Nemrut Dağı’nın zirvesinde yapıp, yine aynı yerleri tek tek geziyorsunuz.
Biz gün batımı turu yapmayı tercih ettik. Gün batımında Nemrut Dağı’nın ünlü heykelleri, güneşin altın sarısı ışınlarıyla kavuşunca ortaya harika bir manzara çıkıyor. Güney Doğu Anadolu Bölgesi’nin uçsuz bucaksız coğrafyasında tüm ovalar ayağınızın altında adeta dans ediyor.
Nemrut Dağı’na Ne Zaman Gidilir?
Nemrut dağı 2150 metre yükselikte olduğu için burası hangi mevsimde giderseniz gidin dondurucu oluyor. Ancak Nemrut’u görmenin en güzel dönemi haziran ayı. Çünkü bu dönemde gece ile gündüz arasındaki sıcaklık farkı bünyeyi sarsmıyor. Her ne kadar gündüz sıcak olsa da, akşamüstü Nemrut Dağı aşırı soğuk olmuyor.
Karakuş Tümülüsü
Nemrut Dağı gün batımı turu için ilk durak Karakuş Tümülüsü oluyor. Burası Kommagene krallık ailesine ait bir anıt mezar. Burada sütunlar bulunuyor ve bu sütunların üzerinde kartal, aslan, boğa ve tokalaşma kabartmaları var. Manzara ise enfes.
Cendere Köprüsü
Köprü adını üzerine kurulduğu Cendere Çayı’ndan alıyor. Roma İmparatorluğu döneminde inşa edilen bu köprünün mimarisi ve manzarası çok etkileyici. Özellikle köprünün hemen yanındaki kanyon ise fotoğraf çekmeyi sevenler için adeta bir cennet, bizden söylemesi.
Selçuklu Köprüsü ve Eski Kahta Kalesi
Selçuklu Köprüsü de Romalılar zamanında inşa edilmiş. Ancak adıyla ilgili anlaşmazlık hala çözülebilmiş değil, zira bu konuda pek çok fikir var. Selçuklular döneminde kullanıldığı için Selçuklu Köprüsü, Memlukler zamanında restore edildiği içinde Memluk Köprüsü, son dönemde ise Şeytan Köprüsü olarak anılıyormuş. Adı her ne olursa olsun, köprü ve sunduğu manzara gerçekten çok güzel.
Köprünün hemen üstündeki yamaçta yer alan Eski Kahta Kalesi ise Edinburgh mimarisinin büyüsünü aratmıyor. Ancak kale restorasyonda oluğu için ziyarete kapalı. Bu kalede sarnıç, zindan, ibadet mekanları ve hatta Arsemia Antik Kenti’ne kadar ulaşan bir su yolu bulunuyormuş.
Kale’nin bulunduğu köyde, hemen kalenin girişinde bir köy kahvesi / kafe bulunuyor. Bu kafede bir Menengiç kahvesi içmeyi ihmal etmeyin, tadı müthiş.
Arsemia Antik Kenti
Nemrut Milli Parkı’na girdikten sonra Nemrut Dağı için 20 km’lik bir yol kalıyor. Nemrut öncesi görülmesi gereken en önemli yer Arsemia Antik Kenti. Burası krallığın yazlık yönetim merkezi olarak kurulmuş. Antik Kent’te Apollon-Mithras kabartmasını, Kral Antiochus ve Herakles‘in tokalaşma kabartmasını görebilirsiniz.
Nemrut Dağı Tümülüsü
2150 metre yüksekliğinde olan ve UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde yer alan Nemrut Dağı Tümülüsü, dünyanın en yüksek Açık Hava Müzesi olma özelliğine sahip. Burası ayrıca dünyanın 8. harikası olarak tanımlanıyor. Tümülüs, aslında tanrılara adanmış bir anıt mezar. Yaklaşık iki bin yıldır bu dağın tepesinde bulunan dev heykeller, Adıyaman’da hüküm sürmüş Kommagene Krallığı’na ait.
Oldukça engebeli yollardan tırmanarak tepeye ulaştığınızda doğu ve batı teraslarından oluşan bir tepeyle karşılaşacaksınız. Bu tepede krallığı korumakla görevlendirilen Kral I. Antiochos, Kommagene Tanrıçası Fortuna, Zeus, Apollon ve Herakles’in dev heykelleriyle karşılaşacaksınız.
*Not: Buraya hangi mevsimde giderseniz gidin yanınıza mutlaka yağmurluk, mont ya da battaniye almanızı tavsiye ederiz. Zirvede rüzgar ve yağış pek eksik olmuyor. Ayrıca gün batımına karşı içebileceğiniz sıcak ya da soğuk içecekler almayı da unutmayın.
Perre Antik Kenti
Kommagene Krallığı’nın beş büyük kentinden biri olan Perre Antik Kenti, Adıyaman’da, Malatya yolu üzerinde bulunuyor. Antik Roma kaynaklarında bu yörenin suyunun güzelliği ve kervanlar, yolcular ve ordular tarafından dinlenme yeri olarak kullanıldığı analtılıyormuş. Bahsedilen suyun aktığı Roma Çeşmesi hala kullanılıyor.
Antik kentin asıl yerleşim kısmı üzerinde bugün Örenli Mahallesi bulunuyor. Perre Antik Kenti’nde pek çok kaya mezarı var hepsi görülmeye değer.
Biz buraya dönüş yolunda, havalimanına giderken uğradık. Buraya kadar gelmişken bu etkileyici kaya mezarlarını mutlaka görün deriz.
**Not: Eğer Nemrut için hafta sonunuzu, yani iki gün ayırdıysanız, birinci gün Nemrut turunu yapıp, ikinci gün Diyarbakır’a gidebilirsiniz. Biz otelimizle anlaşıp Nemrut turunun ertesi günü sabah erkenden Diyarbakır’a gittik ve tüm günü orada geçirdik. Akşamüzeri de Kahta’ya geri döndük. Kahta-Diyarbakır arası arabayla yaklaşık 2 saat sürüyor. Yollar gayet geniş ve bakımlı. Bu yolda hiçbir sorun ya da tehlikeyle karşılaşmadık.
Adıyaman’da Ne Yenir?
Adıyaman denilince akla ilk olarak tabii ki çiğ köfte geliyor. Kesinlikle bu yörenin çiğ köfteleri bir başka güzel olsa da acı yiyemeyenler için durum biraz vahim olabilir 🙂 Ayrıca burada inanılmaz lezzetli et yemekleri yiyebilirsiniz. Adıyaman ve çevresinde Adıyaman tavası, içli köfte, saç kavurma, kavurmalı pide yemenizi tavsiye ederiz. Tüm bu yemekleri Kahta’da da bulabilirsiniz.
Mavi Konak: Adıyaman’a ait yöresel yemekleri mutlaka Mavi Konak’ta tadın. Göl manzarası eşliğinde lezzetli yemekler yiyebileceğiniz mekanda çeşit çok. Mavi Konak Kahta’da yer alıyor.
Nemrut Dağı’nın büyüsü bir başka; buradayken gün batımı üzerinizde huzurlu bir etki bırakıyor. Geçen zamana inat, dev heykellerle güneşin buluşması sonsuzluğa işaret ediyor sanki. Masalsı manzarada, sonsuzluğa doğru giden gökyüzünde yer alan güneş altın ışıklar saçıyor. ‘’Mutluluk bir varış noktası değil, yolculuğun kendisidir’’ diye boşuna dememişler. Öyleyse ne duruyorsunuz?
Gidin, gezin, keşfedin… hayat gezince güzel!
İlk yorum yapan siz olun