Son dönemlerde sosyal medyada sık sık fotoğraflarını gördüğümüz ve adını duyduğumuz Salda Gölü, özellikle yerli turistlerin akınına uğruyor. Beyaz kumlu plajları, turkuaz renkli sularıyla kamp yapmaya gelenlerin ya da genellikle Kuyucak köyüne lavanta tarlalarını görmeye gidenlerin uğradığı Salda, her daim popülerliğini koruyor. Ama özellikle burada bir gün batımı oluyor ki, Türkiye’de bulunan doğal güzelliklere hayran kalmamak elde değil, bizden söylemesi.
Bir krater gölü olan Salda, volkanik bir patlama sonucu oluşmuş ve rengi de turkuaz. Bu yüzden de Türkiye’nin Maldivler’i olarak biliniyor. Ölçülebilen en derin noktası 185 metre olan Salda Gölü, ülkemizin en derin tatlı su göllerinden biri olma özelliğine sahip.
Türkiye’de Mars özellikleri taşıyan bir göl olduğunu biliyor muydunuz? Evet, yanlış duymadınız, dillere destan Salda Gölü bu özelliklere sahip. Salda Gölü’nde beyaz kayaya benzer oluşumlar var fakat bunları elinize aldığınızda bunun beyaz bir tortu olduğunu anlıyorsunuz. Bilimde stromatolik kayaçlar olarak geçen bu yapılar Mars’ta da bulunuyormuş. İlginç değil mi?
Ulaşım ve Konaklama
Salda Gölü, Burdur ilinin Yeşilova ilçesinde bulunuyor. Burdur üzerinden araçla yaklaşık 1 saatte Salda’nın turkuaz sularına kendinizi atabilirsiniz. Diğer bir seçenek de Denizli üzerinden buraya ulaşmak. Denizli havalimanından araç kiralayarak yine yaklaşık 1 saatte Salda’ya geçebilirsiniz.
Salda Gölü’nde belediyenin bir tesisi var ve burada bungalov ve hazır çadırlar var. Zaten günübirlik gelen turistler ya da yerli halk bu tarafta vakit geçiriyor. Dolayısıyla burası çok kalabalık ve mangal yapanlar, giderken çöplerini yerlerde bırakanlar maalesef ‘’Salda bu muymuş?’’ hissine kapılmanızı sağlıyor. Biz Salda’ya gittiğimizde öncden rezervasyon yapılmadığı için bungalovlarda yer bulamadık ama çadırda yer vardı. Bu sebeple bir gece göl kenarındaki belediyenin kurmuş olduğu çadırda konakladık. Akşam olunca sadece konaklayanlar kaldığı için, gece boyunca gölün sesiyle baş başa kalmak çok keyifli oldu.
Eğer göl kenarındaki çadır ve bungalovlarda yer bulamazsanız Yeşilova ilçesindeki otellerde konaklayabilirsiniz. Buradaki herkes çok içten ve misafirperver. Modernizmin ağına düşmemiş, kendini adeta 1980’lerde dondurmuş olan bu güzel ilçeye ilk geldiğinizde küçük çaplı bir şok yaşasanız da, çayın 1-1.5 TL olduğunu, sadece tost yapan büfeleri, kese kağıdına sarılarak yenen burma kadayıfları gördüğünüzde içinize bir sıcaklık yayılacak. Dokusunu hala koruyabilmiş nadir yerlerden biri olan Yeşilova’da çocukluğunuza dönmeniz çok büyük bir olasılık.
Not: Yeşilova’ya gittiğinizde mutlaka Gül Tost’ta karışık ya da yumurtalı kıymalı tost yiyin. Hayatımızda yediğimiz en güzel tostu buradaydı, kesin bilgi.
Salda Gölü Hakkında Kısa Kısa İpuçları
Gözlemlediğimiz kadarıyla Salda Gölü’ne gelenlerin büyük bir çoğunluğu gölün sadece batı kıyısını, yani belediye tesisinin olduğu ksımı görüp ayrılıyor. Sonra da yok Salda çok kalabalık, yok suyu çok bulanık diye hayıflanıyor. Oysa ki Salda’nın en güzel yerleri gölün doğu kıyısı. Burada hiç bir işletme ya da yerleşim yok. Alabildiğine göl manzarası ve sessizliğin hakim olduğu bu tarafta Salda’ya aşık olmamak işten bile değil.
Salda Gölü’nde Çadır Kiralayın
Belediyenin tesisinde çadır kiralayıp bir gece burada konaklamanızı tavsiye ederiz. Göl çevresinde başka kamp alanları var mı iyice araştırmak ve ona göre yanınıza çadır almakta fayda var. Biz çadır taşımak istemediğimiz için tesiste bulunan çadırlardan kiraladık ve özellikle gece olunca sessizleşen göl çevresinde yürüyüş yapıp yıldızları izleyerek mest olduk.
Salda Gölü’ndeki Efsane Gün Batımına Kadeh Kaldırın
Yukarıda da bahsettiğimiz gibi Salda’nın en bakir yeri olan doğu kıyısına mutlaka gidin. Arabayla gölün çevresini dolaşmadan Salda’yı terk etmeyin. Belediye tesisinden sonra gölün çevresini dolaşmaya başladığınızda Beyaz Adalar ve Pideci Sami Usta’yı geçtiğinizde yavaş yavaş doğuya doğru sürün. Gün batımını izlemeye doyamayacaksınız. İnin arabadan ve anı yaşayın.
Salda Gölü’ndeki Beyaz Adalar’da Dans Edin
Özellikle yaz aylarında suların çekilmesiyle yedi beyaz ada gün yüzüne çıkıyor. Bu manzarayı yolun üst kısmından görmek gerçekten çok etkileyici. Biz adalara doğru koşturduk, adeta Yeşilçam filmi çekip kendimizi neşeye boğduk. Beyaz kum, berrak turkuaz su, doğa ve kayalıklar ile Salda’yı sevmemek mümkün değil.
Pideci Sami Usta’da Pideye Doyun
Salda Gölü’nün lezzetli kısmı Sami Usta’nın dillere destan pideleri. Ağaçların içinde, göl manzarasına karşı pide yemek ve gazoz içmek bünyenize çok iyi gelecek. Doğanın içinde hem kuş seslerini dinlemek hem de Sami Usta’nın parmakları yedirten pidelerini mideye indirmek gibisi yok.
Salda Gölü’nde Yüzelim mi?
Bizce hayır :)) Salda’nın suyunda bulunan magnezyum ve kil sebebiyle Salda Gölü’nün suyunun cilde iyi geldiği söyleniyor. Aslında gölde yüzülebilir deniyor. Biz oradayken pek çok insan Salda’da yüzüyordu zaten. Ama gölde çok fazla su yılanı var. Bu sebeple biz yüzmek istemedik. Yani aslında Salda’da yüzüp yüzmemek size kalmış.
Doğanın eşsiz güzelliği, beyaz kumsallar, kalabalıktan kaçabileceğiniz bakir alanlar, nefis gün batımı ve sayısız yıldızın altında bir gece… Salda Gölü deyince bizim ilk aklımıza gelen bu detaylar oluyor. Türkiye’yi keşfettikçe ülkemizin sahip olduğu pek çok doğal ve tarihi güzelliklere şahit oluyoruz ve her birine ayrı ayrı hayran kalıyoruz. Unutmayalım ki ‘’mesele son durağın neresi olduğu değil, nasıl anıların ve yaşanmışlıkların olduğudur!”. Öyleyse ne duruyorsunuz?
Gidin, gezin, keşfedin… hayat gezince güzel!
Elinize emeğinize yüreğinize kaleminize sağlık çok güzel anlatmışsınız Bende Burdur da askerlik yaptım Şimdilerde tatil için salda gölüne hep gideriz