Avrupa’nın en yeşil ülkelerinden biri Slovenya ise, Avrupa’nın en yeşil başkenti de kesinlikle Ljubljana, biz buna kefiliz. Yürüyerek şehrin her köşesini keşfedebileceğiniz, elinizi sallasanız Erasmus öğrencilerine denk geleceğiniz, pek çok parka ve yemyeşil alanlara sahip olan Ljubljana’da yapacak çok şey var. Özellikle hafta sonu sokaklarda lokal ve turistlerin bir arada olduğu mekanlar, sokak sanatçılarının içimizi şenlendirdiği meydanlar, Ljubljanica Nehri’nin kenarında yürüyüş yapanlar… evet Ljubljana, seni kıskanıyoruz.
Nereleri gezelim?
Preseren Meydanı: Ljubljana’nın ana meydanı olan Preseren Meydanı şehrin göbeğinde yer alıyor. Bu meydan sadece yayalara açık. Burada pembe rengiyle ilk dikkati çekecek bir kilise var. Bu kilise Franciscan Kilisesi oluyor. Preseren Meydanı’nda biz gittiğimizde festival vardı ve meydan çok renkli gösterilere ev sahipliği yapıyordu. Ayrıca bekarlığa veda partisi yapan bir gelin ve damat da burada arkadaşlarıyla dans edip, ellerindeki sepette yer alan yiyecek ve içecekleri onları izleyenlere dağıtıyordu. Özellikle damadın giydiği file çorap ve beyaz mini eteği unutmak mümkün değil…
Triple Bridge: Kiliseden sonra meydanın en ünlü yapısı ise Triple Bridge, yani Üçlü Köprü. Bu köprü üç tane köprünün birleşiminden oluştuğu için adı Triple Bridge olmuş. Şehrin ortasından geçen Ljubljanica Nehri’nin üzerinde birkaç köprü olsa da en ünlü köprü ünvanı Triple Bridge’in oluyor. Oldukça ilgi çekici bir mimarisi var, görmeden olmaz.
Cooperative Bank Binası: Ljubljana’nın en çok fotoğraflanan ve en renkli binalarından biri olan Cooperative Bank Binası görür görmez tüm dikkatleri üzerine çekiyor. Binanın ön cephesindeki geometrik şekiller, Slovenya bayrağından esinlenerek renklendirilmiş. E burada bir poz vermeden olmaz.
Dragon Bridge: Ljubljana şehrinin simgesi ejderha olduğu için şehre ejderhalarla dolu bir köprü inşa edilmesi çok da garip değil. Köprünün üzerindeki ejderhalarla Khaleesi havasıyla sohbet etmek isteyebilirsiniz, o yüzden burayı es geçmeyin deriz.
Kongresni Trg Meydanı: Ljubljana Üniversitesi’nin bulunduğu meydan olan Kongresni Trg, pek çok festival ve gösterilerin de vazgeçilmezi. Burada bol bol fotoğraf çekip, mola vermek için herhangi bir kafede yorgunluk kahvesi içebilirsiniz.
Tivoli Park: Şehrin ortasında yemyeşil, püfür püfür, bol bol oksijen alabileceğiniz devasa bir park Tivoli. Burada çimenlere yayılıp mangalsız piknik yapmanın dayanılmaz hafifliğini iliklerinize kadar hissedebilirsiniz. Dumansız hava sahası bir park görünce biz asla affetmeyiz, ya siz?
Ljubljana Kalesi: Panoramik Ljubljana manzarası için bu kaleye çıkmak şart. Füniküler ile buraya rahatlıkla ulaşabilirsiniz. Kale bir dönem hapishane olarak da kullanılmış. Buraya geldiğinizde bu dönemde hücre olarak kullanılan alanları da gezebilirsiniz.
Metelkova: Bir dönem kışla olarak kullanılan ve günümüzde 12.500 m2’ye yayılmış olan Metelkova, 1990’lı yıllarda 200 kişilik bir ekipten oluşan “Network of Metelkova” adlı bir topluluk tarafından kültürel bir merkeze dönüştürülmek için işgal edilmiş ve burası özerk bir bölge olmuş. Metelkova grafitileri, gece kulüpleri, sanat stüdyosu ve ilginç konseptli mekanlarıyla Slovenyalı gençlerin gözdesi konumunda. Burada aynı zamanda birçok etkinlik ve konser de gerçekleştiriliyor. Özellikle gece hayatı burada çok popüler ve hafta sonları tüm gençler buraya adeta akın ediyor. Ama gündüz gözüyle tüm o renkleri ve sanatsal çalışmaları görmek ayrı bir keyif veriyor, bizden söylemesi.
Ne yiyelim?
Slovenya Avusturya, Macaristan, İtalya ve Hırvatistan arasında kalan bir ülke olduğu için ülke mutfağı da bu coğrafi konumdan oldukça etkilenmiş haliyle. Yani bu dört ülkenin mutfağını Slovenya’da bir arada bulmanız size garip gelmesin. Slovenya’da geleneksel yemek yapan yerlere “Gostilna” adı veriliyor. Geleneksel ve babaanne tarifleriyle yapılan yemekleri tatmak isterseniz mutlaka bu mekanlara gidin.
Slovenya’nın en ünlü içeceği nedir diye soracak olursanız, bizim cevabıız tabii ki şarap olacaktır. Ülkede şarap üretimi oldukça yaygın ve Slovenya şaraplarının ünü ülke sınırlarını çoktan aşmış durumda, üstelik fiyatları da çok uygun. Bizim deneyip de hayran kaldığımız şaraplar Teran Vinakras ve Bagueri Merlot oldu, size de şiddetle tavsiye ederiz.
Cacao: Kanal kenarında keyif yapmak ve gözlerinizi kapatıp, bu güzel ülkenin anılarını hafızanıza kaydetmek için sizi buraya alalım. Prag’da da şubesi bulunan mekanın özellikle dondurma ve tatlıları, ah o nefis tatlıları…tatlıların doğuyor gecelerime Cacao! Petkovskovo Nabrezje 3
Manna: Çok şirin bir sokakta Akdeniz mutfağıyla mest olmak ister misiniz? Öyleyse doğru yerdesiniz. Manna’da akşam yemeği için birbirinden lezzetli deniz ürünlerinin sunumu ve tadıyla mutlu olabilir, 300 çeşit şarabın bulunduğu menüyü görünce şaşkınlıktan dilinizi yutabilirsiniz. Eipprova ulica 1a
Mercator Market: Ljubljana’da karşınıza en çok bu market çıkacağından ‘’e artık buraya bir uğrayalım bari’’ havasına girmenizi çok normal karşılıyoruz. Mercator’da ülkeye ait pek çok yerel ürün bulabilirsiniz. Fiyatları oldukça makul ve burada pek çok şarap seçkisi de var, aklınızda olsun.
Yemyeşil, pırıl pırıl bir coğrafyada huzurlu olmayı, beton yığınlarına maruz kalmadan şehirdeki yapılaşmanın mümkün olduğunu Slovenya’da tekrar anımsamış olduk. Önümüz, arkamız, sağımız, solumuz doğa, her yer sadece tabiatın sunduğu doğal güzelliklerle dolu. Haziran ayının en güzel hafta sonunu geçirdiğimiz Slovenya’ya derin hisler besliyoruz, bunu inkar edemeyiz. Unutmayalım ki ‘’seyahat etmek asla bir para sorunu değildir, cesaret sorunudur.’’ Kendimizi kandırmadan yollara çıkmanın vakti çoktan geldi! Öyleyse ne duruyorsunuz?
Gidin, gezin, keşfedin… hayat gezince güzel!
İlk yorum yapan siz olun