Doğaya kaçış planları başladıysa hemen harekete geçip, sırt çantalarını hazırlamaya başlamalı ve yollara çıkmalıyız, ne dersiniz? Çikolatalı gofret sevmeyen olmadığı gibi, bizce doğayı da sevmeyen yok. O halde, güneşi yanımıza alıp, dağlara, vadilere, ormanlarla kaplı kasabalara ve cırcır böcekleriyle arkadaş olmaya gidelim, istikamet doğa!
Şehir hayatının bulutlu ve limoni havasından sıyrılmak için çok uzaklara gitmemize gerek yok. İster Karadeniz bölgesine ister doğa odaklı Avrupa tatiline çıkın, hiç fark etmez. Maksat yeşillik olsun, o bize yeter. Haziran ayının ılık havasında biz de kendimize bir Slovenya tatili ısmarladık, kendimizi vadilere attık. Sevdik, sevildik ve en önemlisi de yemyeşil yollarda yürüyüş yapıp, bol bol eğlendik.
Ulaşım ve Konaklama
Slovenya, Avrupa’nın en yeşil ülkeleri listesinde ilk sıralarda yer alıyor. Başkenti Ljubljana da 2016 yılında “Green Capital” ünvanını almış. Tüm bunların tesadüf olduğuna inanmıyoruz tabii ki ve Slovenya halkını, doğaya duydukları saygı için ayakta alkışlıyoruz.
Türkiye’den başkent Ljubljana’ya direkt uçuş bulunuyor ve yaklaşık 2 saat sonra Ljubljana’nın minicik havalimanına inmiş oluyorsunuz. Doğa odaklı bir gezi olacağı için, bu küçük ülkeyi keşfetmenin en kolay yolu araba kiralamak. Havalimanından hemen arabanızı kiralayıp yollara düşebilirsiniz. Konaklama kısmı ise tamamen size kalmış durumda. İster Ljubljana, isterseniz de Bled ve Bohinj’de konaklayabilirsiniz. Biz daha sessiz ve kalabalıktan uzak bir tatil geçirmek istediğimiz için Bohinj’de kalmayı tercih ettik. Bohinj, havalimanından yaklaşık 70 km mesafede bulunuyor ve Bled’e de 20 km uzaklıkta yer alıyor. Bohinj’e giderken Bled’in içinden geçiyorsunuz ve ormanlarla kaplı yemyeşil yollarda kuşların müziği yüzünüzde güller açtırıyor.
Nereleri Gezelim?
Bohinj
Slovenya’nın ulusal parkı Triglav Ulusal Parkı‘nın bir parçası olan Bohinj Gölü, Slovenya’nın en bakir, turist akınına uğramayan, huzur dolu bir beldesi. Slovenya’nın en büyük buzul gölü olma özelliğini taşıyan Bohinj’de çok fazla tesis bulunmuyor. Gölün çevresinde yürüyüş parkurları var ve çevrede sadece yürüyüş ya da tırmanış yapan sportif insanlar var. Öyle her telefonu eline alan selfie delisi turist kalabalığını burada görmeniz pek mümkün değil. O zaman renk…
Savica Şelalesi: Bohinj Gölü’nün etrafını şöyle bir turlayp, göldeki balıklar ve ördeklerle iki lafın belini kırdıysanız, Bohinj Gölü’ne yaklaşık 5 km mesafede bulunan Savica Şelalesi’ni görmeye gidebilirsiniz. Şelaleye giden yollar biraz dar ama ağaçların içinden geçerken karşılaştığınız nefis manzara sizi sarhoş ediyor. Yolun sonunda arabayı bırakıp şelaleye ulaşmak için yaklaşık 20-25 dakika boyunca tırmanış yapacaksınız, hazır olun. Ama sonra şelalenin rengi ve akan suyun ihtişamı karşısında diliniz tutulunca mutluluktan zıplayabilirsiniz, bizden söylemesi.
Bled
Açıkçası Bohinj’den sonra Bled bize çok kalabalık ve aşırı turistik geldi desek yalan olmaz. Bled Gölü çevresinde pek çok tesis, kafe ve otel yer alıyor. Gölün tamamını çevreleyen bir yürüyüş yolu var ve yaklaşık 5 km boyunca gölün çevresini yürüyerek her açıdan görmeniz mümkün.
Bled Adası: Bled deyince akla ilk gelen fotoğraf tabii ki üzerinde bir kilise olan bir ada. İşte burası Bled Adası oluyor sevgili arkadaşlar. Gölün çevresini dolaşırken bu adanın fotoğrafını her açıdan çekebilirsiniz. Adaya ulaşmak için Pletna adı verilen ahşap kayıklara binmeniz gerekiyor. Adada bulunan kiliseyi de ziyaret edebiliyorsunuz. Size şans getirmesi için kilisenin çanını çalmak ise kaçınılmaz.
Bled Kalesi: Gölün çevresini turlarken Bled Kalesi’ni aşağıdan görme fırsatınız olacak. Göl ile birleşince bu görsele aşık olacak, kendinizi bol bol fotoğraf çekerken yakalayacaksınız. Kaleye çıkmak için gölün çevresindeki yürüyüş yolunu takip ederek merdivenlerden nefes nefese kalarak çıkabilir ya da arabayla rahatça buraya ulaşabilirsiniz. Kalenin tarihi 1004 yılına kadar dayanıyor. Buradan Bled manzarasına doyum olmuyor.
Park Cafe: Sıra geldi Bled’e özgü en meşhur tatlı Kremna Rezina’yı tatmaya. Slovenya’da pek çok yerde karşınıza çıkan krema ve milföyden yapılan bu tatlının asıl çıkış noktası Park Cafe olarak biliniyor. Mekan harika Bled manzarasına sahip ve Kremna Rezina ise dillere destan.
Vila Bled: Burada konaklamayı biz de çok isterdik ama Euro belimizi çoktan kırıdğı için Villa Bled’e sadece manzara izlemeye çıktık, aramızda kalsın. Dilerseniz burada bir şeyler yiyip, harika Slovenya şaraplarının tadına bakabilirsiniz. Bir şey yemek istemezseniz de sadece manzaraya şöyle bir bakıp, dönebilirsiniz. Kimsenin ruhu duymuyor…
Skofja Loka
Güzelliği Ruşen amcanın oğlu Sedat’ı bile kıskandıran şirinlik abidesi bir kasabada unutulmaz anlar geçirmeye var mısınız? Skofja Loka’nın tarihi 10. yüzyıla dayanıyor ve nüfusu 12000 civarında. Başkent Ljubljana’ya 23 km uzaklıkta bulunan bu şirin kasabanın Old Town bölgesine hayran kalmamak elde değil. Dar sokaklar, birbirinden iddialı tarihi yapılar, çıkmaz sokaklar ve nehir kenarındaki tarihi köprüleriyle Skofja Loka’yı öve öve bitiremiyoruz. Her köşesinde bir sürpriz barındıran, küçük kafe ve rengarenk yapılarıyla insanı büyüleyen bu kasabaya gitmeyin, koşun!
Kamnik
Kamnik, Ljubljana’ya yaklaşık 20 km uzaklıkta bulunan, Kamnik-Savinja Alpleri ile çevrelenmiş bir kasaba. Rengarenk ve cıvıl cıvıl bir kasabada insan nasıl sıkılır ki? Kasaba derken aslında çok büyük bir yerleşimden bahsetmiyoruz, zira birkaç saat içinde tüm kasabayı gezip, tüm esnafla ahbap olma ihtimaliniz çok yüksek.
Kamnik Old Town: Kamnik, orta çağ döneminde bölgenin önemli ticaret noktalarından biriymiş ve bu dönemde Bavyeralı kontlar buraya yerleşmiş. Kamnik’in en ünlü meydanı Glavni Trg meydanı olarak biliniyor. Bu meydanın renkli sokaklarında turlayın, civardaki mekanlarda bir kahve için ve güneşin tadını çıkarın. Sonra da bizim için Kamnik’in en güzel sokağı olan Sutna’ya mutlaka uğrayın. Sutna Sokağı’nda Church of Mary Immaculate Kilisesi bulunuyor ve buaray ayrı bir mistik hava katıyor.
Kamniska Bistrica Vadisi: Kamnik Alpleri’ne kadar uzanan bu vadide pırıl pırıl akan dere ve şelaleler, bol oksijen, sisli dağlar ve bulutların oluşturduğu flu hava hem size hem de ruhunuza çok iyi gelecek. Tamamen doğanın kalbinde, sadece su ve kuşların sesi eşliğinde yol alırken, kendinizi Heidi ya da Peter sanacak, karşınıza çıkan midilli ve kertenkelelerle oyunlar oynayacaksınız. Kamnik merkezden yaklaşık 10 km uzaklıkta bulunan bu vadiye arabayla rahatça ulaşabilirsiniz. Ücretsiz otoparka arabanızı park edip, dilediğinizce tırmanış, yürüyüş yapabilir, kendinizi doğa annenin kollarına gönül rahatlığıyla teslim edebilirsiniz.
Velika Planina: Slovenya’da içimizde kalan tek şey buraya gidememek oldu a dostlar! Çok fazla vaktimiz olmadığı için biz bu köye gidemedik ama sizin vaktiniz olursa burayı sakın es geçmeyin deriz. Velika Planina, dağdan yaklaşık 1600 metre yükseklikte bulunan ve çobanların yaşadığı küçük bir köy. Bu köye gitmek için fünikülere binmeniz, sonrasında ise teleferiğe binmeniz gerekiyormuş. Vakti olanlar için bu köye gitmek bizce ilginç bir deneyim olabilir.
Slovenya’nın doğası ve her derde deva olan şirinlik abidesi kasabaları bizi seyahatimiz boyunca mest etti, her daim memnun etti. Ne sıcak hava ne de turist kalabalığı bu güzelliklere gölge düşürebildi. Slovenya topraklarında bol keşifli, bol neşeli bir tatil geçirdik. ‘’Çünkü sonunda ofiste geçirdiğiniz veya bahçenizi düzenlerken geçirdiğiniz zamanları hatırlamazsınız. Seyahate çıkın!’’ Öyleyse ne duruyorsunuz?
Gidin, gezin, keşfedin… hayat gezince güzel!
İlk yorum yapan siz olun