İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Makedonya’nın Yemyeşil Rotası Matka Kanyonu Gezi Rehberi

Doğanın canlandığı mevsim olan ilkbaharda, kış mevsiminin kasvetini üzerimizden atmak için kendimizi yeşilin kollarına attık. Bunun içinse tercihimiz hem komşumuz hem de can dostumuz olan Makedonya oldu. Makedonya deyince aklımıza ilk olarak Ohrid geliyor ve kendisi kesinlikle bizim favori şehrimiz. Fakat Makedonya’da Ohrid’den sonra bizim kalbimizi çalan başka bir yer daha var: Matka Kanyonu.

Matka Kanyonu, Üsküp’ten yaklaşık 15 km uzaklıkta bulunuyor ve özellikle son dönemde Makedonya’nın doğa turizmi açısından en popüler noktası. Buraya ulaşmak için Üsküp otogardan 60 numaralı otobüse binebilirisiniz. Ama tekrar ediyoruz; Makedonya’da otobüs sistemi bizdeki gibi gelişmiş değil, dolayısıyla özellikle Pazar günleri, otogardan kanyona yaklaşık 2 saatte bir otobüs var. Bu yüzden siz vaktinizi otobüs bekleyerek harcamayın ve buraya taksiyle gidin. Taksi ücretleri ülkede çok uygun.

Yaklaşık 500 hektarlık yemyeşil bir alana yayılan kanyon, bizdeki Saklıkent Kanyonu’ndan çok daha büyük ve burada derinlikleri birbirinden farklı 10 mağara bulunuyor. Hatta dünyanın en derin yeraltı su mağarası olan Vrelo Mağarası da burada yer alıyor. Kanyonun içindeki Matka Gölü, ülkedeki en eski yapay göl olma özelliğini taşıyor. Matka Kanyonu’nda dilerseniz tırmanış yapabilir, kano ile kanyonun güzelliklerini keşfedebilir ya da oradaki tesislerde bir mola verip, manzarayı izleyebilirsiniz. Serin serin esen rüzgar, doğanın bakirliği ve bol oksijen eşliğinde doya doya dinlenin, kanyonun keyfini çıkarın.

Matka Kanyonu’nu gezdikten sonra vaktiniz varsa Üsküp şehir merkezini de şöyle bir turlayabilirsiniz. Bizim uçağımız akşam olduğu için Üsküp’ü hızlıca gezdik ama Matka Kanyonu ve Ohrid’den sonra Üsküp bizi pek cezbetmedi açıkçası. Yine de farklı bir kültüre sahip başkent Üsküp’ü de turlamadan dönmedik tabii ki.

Üsküp şehir merkezi: Başkent Üsküp, Makedonya’nın kuzeyinde yer alıyor ve şehrin içinden Vardar Nehri geçiyor. Makedonya, 500 yılı aşkın bir süre Osmanlı İmparatorluğu’nun egemenliğinde kalmış, dolayısıyla Üsküp’te Osmanlı izleri çok fazla ve zaten karşınıza Türkçe konuşan pek çok kişi çıkacak. 1991 yılında bağımsızlığını kazanan Makedonya Cumhuriyeti’nin başkenti olan Üsküp’ü yürüyerek gezebilirsiniz. Zaten artık Makedonya’da çalışmayan otobüs sistemini öğrendiniz, o yüzden kendinizi yürümek fikrine alıştırın.

Makedonya Meydanı: Etrafı heykellerle çevrili bir meydana geldiğinizde durun ve gülümseyin. Evet, burası Makedonya Meydanı ve tam ortasındada devasa bir Büyük İskender Heykeli bulunuyor. Şehrin kalbinin attığı yer olan bu meydanda pek çok kafe ve bar bulunuyor.

Taşköprü: Vardar Nehri’nin güzelliğine güzellik katan Taşköprü, şehrin adeta bir simgesi niteliğinde. Özellikle günbatımında burada harika fotoğraflar çekiliyor, bilginiz olsun.

Üsküp Türk Çarşısı: Burada pek çok hediyelik dükkanlar, kitapçılar ve esnaf lokantaları yer alıyor ve adı üsünde, burası Türk Çarşısı olduğu için burada bize özgü pek çok şey bulabilirsiniz. Çarşıda Makedonya köftesi ve dondurma yiyip, üzerine de kahvenizi içtiniz mi demeyin keyfinize…

Ne Yiyelim?

Makedonya’ya gelmişseniz, özellikle Üsküp’te o köfte yenilecek, yanına ya Skopsko denilen Makedonya birası ya da ünlü şarapları Tikves Alexandria içilecek, başka çare yok. Üsküp’ten ayrılmadan da mutlaka Bovin’in Imperator isimli şarabından alın, tadı nefis. Ayrıca evinize ülkeye özgü Kaşkaval peyniri ve patlıcanlı ve salçalı kırmızı biber ezmesi karışımı olan Ajvar Sosu alabilirsiniz. Bu sos bize biraz acı geldi ama yine de çok lezzetliydi.

Destan Köfte: Çarşının içinde yer alan Destan’da köfte yemeden olmaz. Üsküp’ün en ünlü köftecisi olan Destan’ın porsiyonları oldukça doyurucu. Köftenin yanına peynirli Makedonya salatası da söylemeyi unutmayın. Mekan genelde kalabalık oluyor ve hatta kuyrukta beklemeniz muhtemel. Ama pes etmeyin, köftelerinin lezzetini tadınca kuyrukta beklediğinize asla pişman olmayacaksınız. Ayrıca burada güveçte kuru fasulye de deneyin, biz yemedik ama lezzeti çok övülüyor. Ul.106 Br.4,

Ohrid ve Matka Kanyonu’nda doğayla baş başa kaldığımız ve oksijene doyduğumuz için Üsküp’ün şehir hayatı bize pek hitap etmedi. Biz de burada çok fazla vakit geçiremediğimiz için kendisiyle pek arkadaş olamadık. Fakat Matka Kanyonu kesinlikle bizi mest etti. Eğer sizin de çok fazla vaktiniz yoksa, Makedonya’ya sadece Ohrid ve Matka Kanyonu için gidebilirsiniz. Yeni yollar yeni bir bakış açısı sağlar ve insan kendini yeniden keşfeder. ‘’Hayat bir kitaptır ve gezip görmeyenler hep aynı sayfayı okur.’’ sözünün sonunda kadar arkasındayız, hadi siz de atlayın eşiği. Öyleyse ne duruyorsunuz?

Gidin, gezin, keşfedin… hayat gezince güzel!

İlk yorum yapan siz olun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir