İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Karlar Altındaki Masalsı Kars ve Ani Harabeleri Gezi Rehberi

Kars’a gelir gelmez  soğuk havaya rağmen sıcacık gülümseyen, misafirperver halkı sizin de içinizi ısıtacak. Kars köylerinde yaşayan halk genellikle hayvancılık, şehir merkezinde yaşayanlar ise kıraathane, lokanta işletmeciliği yaparak geçimlerini sağlıyor. Bir zamanlar Rusların, Ermenilerin yaşadığı bu şehirde, günümüzde Azeri, Kürt ve Terekemeler huzur içinde yaşayıp gidiyor. Farklı kültürlerin getirdiği çeşitlilik ve hoşgörü de zaten her anlamda kendini bu şehirde hissettiriyor.

Kars, 1877-1878 yıllarında yaşanan savaş sonrasında 40 yıl byunca Rusya’nın kontrolünde kalmış bir şehir. Sonrasında sırasıyla Osmanlı, Ermeni, Gürcü ve sonra yeniden Osmanlı hakimiyetine girmiş olan bu kuzeydoğu şehri hala tarihin izlerini taşımaya devam ediyor.

Kars’ın kuruluşunda Petro’nun 1703’te kendi adına kurduğu St. Petersburg şehrinin planı örnek alınmış. Dolayısıyla Kars da St. Petersburg gibi düzenli bir şehir planına sahip. Kars’taki binaların büyük bir kısmı Rusya’daki mimarilerle benzer mimari özelliklere sahip. Bu binaların bir kısmı korunmuş ve restore edilmiş ve günümüzde Kars’ın devlet daireleri olarak kullanılıyor. Ama kullanılmayan, kendi haline bırakılan pek çok tarihi bina da var.

Kars çok büyük bir şehir değil. Dolayısıyla her yeri yürüyerek bir günde gezebilirsiniz. Karlar altında kalan şehri bir de akşam karanlığında turlayın, bu saatlerde manzaralar harika oluyor.

Kars Kalesi: 12. yüzyılda, Selçuklular döneminde yaptırılan bu kale, 14. yüzyılda Timur tarafından yıkılmış. Ama 16.yüzyılda III. Murat tarafından yeniden yaptırılmış. Kars Kalesi’nden şehri izlemek o kadar keyifli ki, soğuk havaya ve rüzgara aldırmadan burada vakit geçirmek size hiç de zor gelmeyecek. Kaleye hem arabayla hem de yürüyerek çıkabilirsiniz. Kaleyi bir de Taş Köprü tarafından fotoğraflayın, çok güzel çıkıyor.

12 Havari Kilisesi: Kaleden görünen manzaralardan biri olan bu kilise, kutsal sayılan 12 havarileri anmak için 900’lü yıllarda inşa edilmiş. 1064 yılında ise Kümbet Camii olarak kullanılmaya başlanmış. Kubbesinde 12 insan figürü bulunan bu caminin de mimarisi olağanüstü.

Taş Köprü: 12 Havari Kilisesi’in biraz ilerisinde, Kars çayı üzerinde yer alan Taş Köprü için  Kars’ın adeta bie simgesi diyebiliriz. Anadolu şehirlerinden alışık olduğumuz bu köprünün üzerinde, akan suyun dinginliğini içinizde hissedeceksiniz. Köprünün hemen yanı başında da Cuma Hamamı yer alıyor. Köprüden sonra biraz ilerlediğinizde ise Tuncer Güvensoy Evi’ni göreceksiniz. Bu ev 1897 yılında Baltık mimarisiyle yapılmış tek katlı bir ev ve insan buraya adeta gözlerini dikip kalıyor.

Katerina Sarayı: Rus döneminden kalma bu tarihi binada konaklamayı kim istemez ki? Ama tabii bunun için oldukça yüklü bir bütçe ayırmak şart. Burada konaklayamazsanız bile Katerina Sarayı’na Taş Köprü’den geçip yürüyün. Karşınızda bembeyaz tepeler, ağaçlar ve otelin bahçesinde ateş yakmış, eğlenen insanlar göreceksiniz. Tarihi otel binasının azameti ve buz tutmuş bahçesinden görünen manzara insanı büyülüyor. Yazılmakta olan bu masalın kahramanı mı yoksa yazarı mı olmak isteyeceğinize belki o an karar verebilirsiniz.

Kafkas Üniversitesi Devlet Konservatuarı:  Katerina Sarayı’nın biraz ilerisinde, büyük demir kapıdan geçtiğinizde bizce Türkiye’de görebileceğiniz en güzel üniversite binalarına denk geleceksiniz. Önceleri bu binalar askeri binalar olarak yaptırılmış ve kullanılmış. Ardından Kafkas Üniversitesi kurulunca tüm bu binalar güzel sanatlar ve konservatuar binaları olarak kullanılmaya başlanmış. İstanbul’da üniversite okuyan bziler bu muhteşem binaları görünce kaderimize isyan ettik. Aklımızda gün boyu ‘’Nereden geldim İstanbul’a?’’ şarkısı çalıyordu, gözlerimiz doluyordu…

Defterdarlık Binası: Önceden Kars Valiliği binası olarak kullanılan, şimdilerde ise defterdarlık binası olan bu bina da Baltık mimari izlerini içinde barındırıyor. Oldukça iyi korunmuş olan Defterdarlık binasını zaten duymayan, fotoğraflamayan yok. Kars’ın en popüler binası desek yalan olmaz hani. Ama özellikle akşam karanlığında yağan karın getirdiği dinginlik bu binaya çok yakışıyor, bizden söylemesi.

Eski Vali Konağı: Defterdarlık binasının biraz ilerisinde yer alan ve 1883 yılında inşa edilen bu binada 1921 yılında Kars Antlaşması imzalanmış. Fotoğrafını çekmek yasak olsa da uzaktan çekmenin bir sakıncası olmuyor, kesin bilgi.

Kars Sanayi ve Ticaret Odası: Vali Konağı’nın önündeki parkı gördüğünüzde çekinmeden parka girin. Hemen ilerisinde koyu renkli, kırmızılı bir bina göreceksiniz. İşte burası Kars Sanayi ve Ticaret Odası oluyor. Bina gerçekten çok güzel.

Fethiye Camii: Fethiye Camii, Rusların Kars’ı işgali sırasında 19.yüzyılda Alexander Nevski Katedrali olarak inşa edilmiş. Bir dönem kapalı spor salonu olarak bile kullanılmış. Günümüzde ise cami olarak kullanılıyor.

Cheltikov Otel: Kars’ın en güzel otellerinden bir diğeri olan Cheltikov, etkileyici mimarisi ve ihtişamıyla insanı hayrete düşürmeye yetiyor. Bu arada oteli görmeniz için illa burada konaklamanız gerekmiyor. İçini bir turist edasıyla da gezebilirsiniz.

Namık Kemal Evi: Namık Kemal 1850’li yıllarda dedesi ile beraber Kars’a gelip yaklaşık 1,5 yıl boyunca bu binada yaşamış. Duyduğumuza göre burada aşık atışmaları gerçekleştiriliyormuş. Ama bu etkinlik ramazan ayında aktif oluyor diye  duyum aldık. Yine de gittiğinizde detaylı bilgi için bir bilene sormakta fayda var.

Sağlık Müdürlüğü Binası: 1907’de yapılan bu bina hala kullanılıyor. Sokaklarda kaybolurken bu binaya mutlaka denk geleceksiniz. Bu arada Kars’ta neredeyse gördüğümüz bütün tarihi binaların girişindeki kemerlerde inşa edildiği tarih yazıyor. Hiç alışık olmadığımız bu durum hepimize nostalji yaşatıyor.

Kars Müzesi: Hem bahçesindeki mezar taşlarını hem de müze içindeki taş ve arkeolojik eserleri görmek için buraya da zaman ayırmanızı öneririz. Bu arada müzye giriş ücretsiz. Ama vaktiniz darsa hızlandırılmış müze turu yapmaya kalkışmayın, öyle bir anlamı olmuyor.

Boğatepe Köyü: Kimine göre Kars Gravyeri’nin doğduğu köy, kimine göre köy halkının birlik olup, köyü bambaşka bir evreye taşıyan koca yürekli insanların hikayesinin yazıldığı köy olan Boğatepe, kesinlikle vaktiniz varsa kaçırılmayacak bir deneyim. Gitmişken peynir müzesini de mutlaka ziyaret edin. Biz bu köye gidemedik, içimizde kaldı. Siz gidin ve bize anlatın tüm bu güzellikleri, biz dinlemeye hazırız.

ANİ HARABELERİ

Kars şehir merkezinden yaklaşık 45 dakika uzaklıkta yer alan Ani, Ocaklı köyü sınırları içinde yer alıyor. Türkiye-Ermenistan sınırını çizen Arpaçay nehrinin hemen yanıbaşında, volkanik bir tüf tabakası üzerine kurulmuş bir orta çağ şehri olan Ani’de hayranlık kavramını iliklerinize kadar hissedeceksiniz. İpek Yolu üzerinden Anadolu’ya ilk konaklama merkez olan bu şehrin, M.Ö 5000 yıllarına uzanan tarihi var. Aslında Ani Antik Kent’i çok büyük bir alana yayılmış durumda ama o dönemden günümüze çok az eser kalmış.  Bunları Aziz Prkitch Kilisesi, Tigran Honents Kilisesi, Büyük Katedral (Fethiye Camii), Ebul Manucehr Camii ve Abughamrent Kilisesi olarak sıralayabiliriz. Bu yapılara dair bilgileri içeren tabelalar zamanla silinmiş ve doğru düzgün bir bilgiye bu şekilde ulaşmanız imkansız. Bu yüzden gitmeden Ani’deki yapıları ve tarihi bilgilerini araştırmakta fayda var.

Ani’ye ulaşmanın iki yolu var. Birinci seçenek, Kars’taki Gazi Ahmet Muhtar Paşa binasının önünden her gün sabah saat 10.30 gibi hareket eden servislere binmek. İkinci seçenek ise taksiye atlayıp, sonsuzluk hissi veren karlı yollarda ilerlemek. Biz servise yetişemediğimiz için Ani’ye taksiyle gittik. Taksi şoförü hem tarihi bilgisi hem de misafirperverliğiyle bizi çok memnun etti. (Kars Taksi: 0545 332 02 09)

Aziz Prkitch Kilisesi: Ani’ye ana kapıdan girdiğinizde sola doğru yürüyün ve işte karşınızda Aziz Prkitch Kilisesi. Öğrendiğimze göre yıldırım düşmesi sonucu bu kilisenin yarısı yıkılmış. M.S 1036 yılında yapılan Aziz Prkitch Kilisesi, büyük katedrale yakın bir noktada yer alıyor.

Tigran Honents Kilisesi: Aziz Prkitch’den aşağıya doğru yürüdüğümüzde karşımıza Tigran Honents Kilisesi çıkıyor. Bu kilise, 1215 yılında Ani’li bir tüccar olan Tigran Honents tarafından yaptırılmış. Kilisenin iç tarafında Ermenilere Hristiyanlığı getiren Aziz Gregory’nin hayatından sahneler sunan freskleri görebilirsiniz. Buradan yokuşu çıkıp yukarıya doğru ilerlediğinizde solunuzda İpek Yolu tabelasını göreceksiniz. Yıllardır okuldaki derslerde aklımıza kazınan İpek Yolu’nu karşınızda görünce küçük çaplı bir şok yaşamanız kaçınılmaz.

Büyük Katedral (Fethiye Camii): M.S 990 yılında Gotik mimariyle yaptırılan kilise, 1064 yılında camiye çevrilmiş. Kilisenin içine girdiğinizde Ermenistan sınırlarını ve Arpaçay manzarası sizi bekliyor olacak, bu muhteşem anları kaçırmayın.

Ebul Manucehr Camii: Günümüze kadar ayakta kalan bu yapı Selçuklular döneminde inşa edilmiş. Yine pencerelerden baktığınızda gözleriniz bayram etmekte gecikmeyecek. Ayrıca İpek Yolu Köprüsü’nü de buradan görebilirsiniz. Arpaçay buradan harika görünüyor, denklanşöre basmak için beklemenize hiç gerek yok.

Abughamrents Kilisesi: Sekizgen kubbeli bu kilise, Ani’nin adeta simgesi  diyebiliriz. Google’da Ani diye aratınca karşmıza çıkan ilk fotoğrafı hatırladınız mı? Gülümseyin, işte tam da Ani’nin kalbindesiniz. Kilisenin güney cephe duvarında güneş saati de yer alıyor. Ani’de çekilen fotoğraflar doğanın eşsiz güzelliğine bir kez daha ışık tutuyor.

Ne yiyelim?

Kars deyince ilk akla gelen tabii ki Kars Gravyeri ve Kaşarı oluyor. Boğatepe köyüne gitmek için vaktiniz varsa tabii ki bu peynirleri buradan alamnızı tavsiye ederiz. Ama köye gidemezseniz Kars merkezdeki Zavotlar’dan çeşit çeşit peynir ve Kars balı alabilirsiniz. Hatta yanınızda taşımak istemezseniz adresinize kargolama imkanınız da var.

Peynirleri dışında Kars’ın kaz eti de çok meşhur. Bulgur pilavı üzerinde servis edilen kaz etini şehirdeki hemen hemen her mekanda görmeniz mümkün. Ayrıca Piti de Kars’ın bir diğer meşhur yemeği. Biz yemeye doyamadık, bizden tüm övgüleri aldı. Piti, uzun saatler pişirilen kuzu eti ve safranla pişirilen sulu nohut yemeğinin bir birleşimi. Bir tabağa lavaş doğranıyor ve üzerine nohutlu-etli karışımı döküyorlar. Sunumu bile bizi heyecanlandırmaya yetti. Etin yumuşacık hali damağınızı mest ediyor, aklımıza geldikçe acıkıyoruz.

Hanımeli Ev Yemekleri: Kars’ta kaz eti, Hangel (bir çeşit yöresel mantı), yine yöresel bir tat olan Umaç Helvası ve Piti yiyecekseniz, kesinlikle adresiniz Hanımeli olmalı. Tatlısından tuzlusuna, yemeklerinden ortamına kadar her şeyiyle hayranlık yaratan Hanımeli’de ayrıca aşık atışması da oluyor. Biz gittiğimizde şansımıza aşık atışmasına denk geldik. Sazı eline alan iki aşık adeta gönüllerimizi fethetti. Aşık atışması bizim için unutulmazlar arasında yer aldı. Kars’ta mutlaka gidilmesi gereken bir mekan varsa, burası kesinlikle Hanımeli olmalı, öyle sevdik burayı, artık gerisini siz düşünün. Ortakapı, Faikbey Cd. No:16

Puşkin Restoran: Kars’ta içtiğimiz en lezzetli Evelik çorbasını Puşkin’de içtik ve ortamın loş havasında pencereden yağan karı izledik. Burada mutlaka Kars’ın meşhur Evelik çorbasını deneyin, bize teşekkür edeceksiniz. Yusufpaşa Mahallesi, Atatürk Cd. No:28

Brother’s Milk Bar: Kahveleri, çeşit çeşit sütleri ve konseptiyle Kars’a çok yakışan bir mekan burası. Biz her şeyini çok sevdik, eminiz ki siz de seveceksiniz. Ortakapı, Atatürk Cd

Kılıçoğlu Pastanesi: Kılıçoğlu Pastanesi, Brother’s Milk Bar’la aynı sokakta yer alıyor. Tarihi binasına hayran hayran baktığımız, binanın içine girdiğimizde ise bu hayranlığın iki katını çıktığu Kılıçoğlu’nda sahlep ya da Türk kahvesi için. Hem yorgunluk atmak hem de tarihi atmosferi yaşamak çok keyifli oluyor. Ortakapı, Atatürk Cad. No:51

‘’Yabancı topraklar yoktur, yabancı olan sadece seyyahtır.’’ diyerek yola çıkmak bizce alınan en güzel karar olabilir, ne dersiniz? Üstelik Kars ve çevresinde insan kendini o şehrin ve orada yaşayan sıcakkanlı insanların bir parçası gibi hissediyor. Yollarda kurulan samimi ilişkiler de yola çıkmanın getirdiği en güzel sürprizlerden sadece biri… Öyleyse ne duruyorsunuz?

Gidin, gezin, keşfedin… hayat gezince güzel!

İlk yorum yapan siz olun

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.